Kongre binasının
konferans salonu
Saat 24 sularında nihayet Sivas’a ulaştık. Gürün’de görev yapan Davut Abi her şeyi ayarlamış, oteldeki odalarımız bile hazırdı geldiğimizde. Sağolsun
Yoğun geçen kocaman bir günün ardından galiba deliksiz rahat bir uykuyu hak ettik , dile kolay 4 tane şehir gördük bugün. Başımızı yastığa koyduğumuz gibi uyuyakalmışız…
Sabah erken kalkmamız gerekiyordu, çünkü yoğun ve bol trafikli bir gün bizi bekliyor. Saat 7:30 da hazırlanıp kahvaltıya çıktık. Tabi beyler bizden önce gidip sofraya kurulmuşlar:)
Güzel bir kahvaltının ardından, gezimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Öncelikle Sivas Kongresinin yapıldığı binayı görmeye gidiyoruz. Görüntü itibariyle çok güzel bir yapı kongre binası, hem içi hem de dışı gerçekten görülmeye değer. Her odasını ayrıntılı bir şekilde gezdik ve görüntüler aldık. Hükümet konağına doğru devam ediyoruz. Burası da Osmanlılar döneminden kalma tarihi bir bina, tabi biraz restorasyondan geçmiş…
Caddeden aşağı inerken 1993 yılında yakılan Madımak Otelinin önünden geçiyoruz, ülkeyi karıştırmak isteyen güçler yıllar geçmesine rağmen hala hainliği elden bırakmıyorlar ne yazıkki. Rahat bırakın artık bu güzel ülkeyi, herkes dostça yaşasın …
Şimdi de Selçuklular devrinden kalma Ulu Caminin önündeyiz, gerçekten muhteşem yapılar, özellikle minaresi ilgimizi çekti, sanki biraz eğik bir şekilde inşa edilmiş ya da bize öyle geldi. Ardından Gök medreseye geliyoruz,birkaç yıl öncesine kadar mermer atölyesi olarak kullanılıyormuş bu muhteşem yapıL Ama Vakıflar her tarihi esere olduğu gibi buraya da hak ettiği değeri vermiş, şu anda restorasyonu yapılıyor ve birkaç aya kadar müze olarak hizmet vermeye başlayacak. Minarelerine bayıldım ben, işlemeleriyle tam bir sanat harikası, mavi ne kadar yakışmış yapıya, gerçekten görülmeye değer…
Şimdi de Buruciye Medresesindeyiz. Bir kısmının restorasyonu bitmiş ve çay bahçesi olarak kullanılmaya başlanmış. Derslikleri de turistik eşya, ebru eserleri, ahşap oyuncak satan dükkanlara dönüştürülmüş. Çok güzel bir ortam olmuş gerçekten. Çaylarımızı içip dondurmamızı yedikten sonra Sivas’a veda zamanı geldi. Davut Abi şehrin çıkışına kadar bize eşlik etti daha sonra vedalaşıp Erzincan’a doğru yolumuza devam ediyoruz. Haydi hayırlı yolculuklar:)
Yoğun geçen kocaman bir günün ardından galiba deliksiz rahat bir uykuyu hak ettik , dile kolay 4 tane şehir gördük bugün. Başımızı yastığa koyduğumuz gibi uyuyakalmışız…
Sabah erken kalkmamız gerekiyordu, çünkü yoğun ve bol trafikli bir gün bizi bekliyor. Saat 7:30 da hazırlanıp kahvaltıya çıktık. Tabi beyler bizden önce gidip sofraya kurulmuşlar:)
Güzel bir kahvaltının ardından, gezimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Öncelikle Sivas Kongresinin yapıldığı binayı görmeye gidiyoruz. Görüntü itibariyle çok güzel bir yapı kongre binası, hem içi hem de dışı gerçekten görülmeye değer. Her odasını ayrıntılı bir şekilde gezdik ve görüntüler aldık. Hükümet konağına doğru devam ediyoruz. Burası da Osmanlılar döneminden kalma tarihi bir bina, tabi biraz restorasyondan geçmiş…
Caddeden aşağı inerken 1993 yılında yakılan Madımak Otelinin önünden geçiyoruz, ülkeyi karıştırmak isteyen güçler yıllar geçmesine rağmen hala hainliği elden bırakmıyorlar ne yazıkki. Rahat bırakın artık bu güzel ülkeyi, herkes dostça yaşasın …
Şimdi de Selçuklular devrinden kalma Ulu Caminin önündeyiz, gerçekten muhteşem yapılar, özellikle minaresi ilgimizi çekti, sanki biraz eğik bir şekilde inşa edilmiş ya da bize öyle geldi. Ardından Gök medreseye geliyoruz,birkaç yıl öncesine kadar mermer atölyesi olarak kullanılıyormuş bu muhteşem yapıL Ama Vakıflar her tarihi esere olduğu gibi buraya da hak ettiği değeri vermiş, şu anda restorasyonu yapılıyor ve birkaç aya kadar müze olarak hizmet vermeye başlayacak. Minarelerine bayıldım ben, işlemeleriyle tam bir sanat harikası, mavi ne kadar yakışmış yapıya, gerçekten görülmeye değer…
Şimdi de Buruciye Medresesindeyiz. Bir kısmının restorasyonu bitmiş ve çay bahçesi olarak kullanılmaya başlanmış. Derslikleri de turistik eşya, ebru eserleri, ahşap oyuncak satan dükkanlara dönüştürülmüş. Çok güzel bir ortam olmuş gerçekten. Çaylarımızı içip dondurmamızı yedikten sonra Sivas’a veda zamanı geldi. Davut Abi şehrin çıkışına kadar bize eşlik etti daha sonra vedalaşıp Erzincan’a doğru yolumuza devam ediyoruz. Haydi hayırlı yolculuklar:)

